Sonbahar mevsiminin getirdiği değişken hava koşulları, alerji belirtilerini tetikleyen faktörleri de beraberinde getirir. Polenler, küf sporları ve ev tozu akarları gibi alerjenler bu dönemde daha yoğun etkili olabilir. Bu durum, geniz akıntısı, hapşırma, göz yaşarması ve öksürük gibi şikayetleri beraberinde getirir ve bazı kişilerde astım ataklarına yol açabilir. Doğru tanı ve tedavi ile bu etkilerin büyük ölçüde hafifletilmesi mümkündür.
Sonbahar alerjileri genelde saman nezlesi olarak da bilinen bir tabloyla kendini gösterir. Hava değişimleriyle birlikte alerjen maruziyeti artar ve belirtiler kişiden kişiye değişen sürelerle devam eder. Özellikle polen yoğunluğunun yüksek olduğu günlerde dışarıda bulunmamak, kapalı ortamlarda temiz hava akışını sağlamak ve klima filtrelerini düzenli değiştirmek faydalıdır.
Risk altındaki gruplar arasında çocuklar, yaşlılar ve alerjiye yatkın olarak bilinen bireyler ön plandadır. Ayrıca astım geçmişi olanlar veya yoğun şehir havasında yaşayanlar, küf sporlarına karşı daha dikkatli olmalıdır. Kadınlarda hormonal değişiklikler ve bazı mesleklerdeki maruziyetler de alerjik belirtilerin şiddetini artırabilir.
Şikayetler mevsim geçişlerinde zirve yapabilir; ancak alerjen yoğunluğuna ve kişinin bağışıklık durumuna bağlı olarak belirtiler yıl boyunca da sürebilir. Eylül-Ekim gibi dönemler belirgin bir doruk yaratır; havalar soğudukça ise belirtiler kısmen azalabilir. Polenler veya küf sporları azaldığında şikayetler hafiflese de tedavi edilmezse uzun süreli olabilir. Antihistaminikler veya kortikosteroidler ile kontrol sağlanabilir ve kronik vakalarda semptomlar bahara kadar sürebilir.
İç mekanlarda nem kontrolü, yatak örtülerinin sık yıkanması ve hijyen önlemleriyle birlikte grip aşısı gibi ek adımlar, belirtilerin yönetilmesine katkı sağlar. Bu önlemlerle şikayetler %70-80 oranında azaltılabilir ve güvenli bir yaşam sürdürmek mümkün olur.
Beslenme ve vitamin desteği bağışıklığı güçlendirmeye yardım edebilir. Dengeli beslenme, C vitamini açısından zengin meyveler, omega-3 içeren yiyecekler, düzenli egzersiz ve yeterli uyku alerjenlere karşı direnci artırır. Probiyotikler ve D vitamini takviyeleri bazı çalışmalarla belirtilerde azalma gösterse de temel tedavi alerjen odaklıdır ve şikayetleri tamamen ortadan kaldırmaz.
Kaynak: Beyaz Haber Ajansı (BYZHA)