Günümüzde depresyon, ruh sağlığı alanında sık karşılaşılan konular arasındadır. Hastalığın erken fark edilmesi için toplumsal farkındalık artsa da bazı belirtiler başka hastalıklarla karışabilir. Harvard'ın yaptığı bir çalışmada, her 20 yetişkinden birinin depresyon tanısında yanılma payı olabileceği işaret edilmiştir. Bu nedenle bedenî ve zihnî göstergelerin bir arada ele alınması, doğru tanı ve etkili tedavi için kritik bir adımdır.
SADECE DEPRESYONDA GÖRÜNMEYEN BELİRTİLER başlığı altında, dünya nüfusunda depresyon oranları ve belirtileri bağlantılı olarak ele alınır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre yetişkinlerin yaklaşık %5’i depresyondan etkilenir; bu oran kadınlarda daha yüksektir. Uzun süren üzüntü, ilgi kaybı, enerjide düşüş, uyku ve iştah değişiklikleri ile başlayan belirtiler zamanla konsantrasyon güçlüklerine uzanabilir. Klinisyenler, depresyonla ilişkili semptomların çoğu zaman diğer psikolojik veya fiziksel hastalıklarla karışabildiğini vurgularlar.
DEDEKTİF FAKTÖRLER: ANİSİVE KARŞI DEĞİL Harvard araştırması, depresyon tanısı alan her 20 yetişkinden birinin yanlış teşhis konabileceğini öne sürer. Bu durum, benzer belirtileri paylaşan hastalıkların etkisinden kaynaklanır. Anemi, B12 ve folat eksiklikleri, D vitamini düşüklüğü, tiroid bozuklukları ve hormonal dengesizlikler gibi durumlar da yorgunluk, motivasyon kaybı ve duygu durumundaki değişikliklerle depresyonu taklit edebilir. Acıbadem Life Klinik Psikolog Cansu Çelik, “İyi bir değerlendirme, yalnızca ruh hâline bakmaz; bedenî göstergelerle zihinsel durumun birlikte incelenmesi, tedavinin başarısını artırır” diyor.
DEPRESYONUN TEŞHİSİNDE DOĞRU GELİŞİM Dünya Sağlık Örgütü’nün görüşleriyle uyumlu olarak, laboratuvar testleriyle anemi, vitamin eksiklikleri ve tiroid bozuklukları gibi depresyonu taklit eden durumlar hızlıca tespit edilebilir. Çevresel belirtiler kadar biyolojik kontroller de, kan tahlili, vitamin düzeyleri ve tiroid fonksiyon testleri gibi analizlerle desteklenmelidir. Çevresel etkiler ve bedensel durumlar bir arada değerlendirildiğinde, doğru tanı ve etkili bir tedavi süreci mümkün olur.
Depresyon için zamana duyarlı ve bütünsel bir yaklaşım hayati öneme sahiptir. Bu nedenle, zihin ve beden birlikte ele alınmalı; yalnızca ruh hâliyle sınırlı kalınmamalıdır.